BATEM bünyesinde 20 yılı aşkın süredir mısır üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Şekip Erdal, mısırın hem dünyada hem Türkiye'de stratejik öneme sahip çok önemli bir bitki olduğunu kaydetti. Dünyada en çok üretilen bitkiler arasında tonaj bakımından mısırın ilk sırada geldiğini söyleyen Doç. Dr. Şekip Erdal, Türkiye'nin de bir mısır ülkesi olduğunu belirterek, “Yıllık yaklaşık 8-9 milyon ton civarında üretimimiz var ve büyük bir alanda ekiliyor. Tanelik mısır, silajlık mısır, cin ve şeker mısır şeklinde ülkemizde mısır yetiştiriciliği yapılıyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de üretilen mısırın büyük kısmı hayvan yemine gidiyor" dedi.

TÜRKİYE DÜNYADA İLK 3 İÇİNDE

Türkiye olarak tanelik mısırda kendi kendine yeterlilik seviyesinin yüzde 85 civarında olduğunu belirten Doç. Dr. Erdal, "Yani ürettiğimiz mısırın büyük kısmı aslında ülkeden karşılanıyor. Silajlık mısırın tamamı yine ülkeden karşılanıyor. Yine bir kısım cin mısır ve şeker mısırda da ithalat var. Verim bakımından da Şili ve Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte başa baş geliyoruz. Bazı yıllarda Türkiye en yüksek verimi verir, bazı yıllarda ABD, bazı yıllarda Şili. Tane verimi bakımından ilk üçü oluşturan ülkelerin içindeyiz. Mısır çok önemli ve değerli, olmazsa olmaz bir bitki" diye konuştu.

Gazeteci Zeki Özer hayatını kaybetti Gazeteci Zeki Özer hayatını kaybetti

EN ÖNEMLİ SORUN KURAKLIK

Mısırın gelecekte üretimini de sınırlandıracak kuraklığa dikkati çeken Doç. Dr. Erdal, "Türkiye çapında da bu araştırmaları yaptık, üreticilerle bire bir görüştük. Yaklaşık 300 üreticiyle tüm bölgeleri kapsayacak şekilde araştırmalar yaptık. Görünen sorunu o ki, abiyotik stresler dediğimiz yüksek sıcaklık ve kuraklık stresi üreticileri endişelendiren bir konu. Tabi bu streslerle mücadele etmek kolay değil. Yani bir böcek, başka bir zararlı varsa belki ilaçla bunu giderebilirsiniz ama çoğunlukla susuzluk, yani kuraklık meselesi ve özellikle yüksek sıcaklık başedilebilecek bir konu değil" dedi.

6836 02

YÜKSEK SICAKLIĞA DAYANIKLI TÜR PROJESİ

Buradaki en önemli şeyin genetik dayanıklılık olduğuna işaret eden Doç. Dr. Erdal, “Bakanlığımız bu konuda tratejik olarak da ilgileniyor. Biz de daha az su olduğunda daha az verim kaybıyla atlatabilecek çeşitler üzerine çalışıyoruz. Yine yüksek sıcaklıkla ilgili şu an bir Avrupa Birliği projesi yürütüyoruz. Avrupa'daki ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. Yine yüksek sıcaklıkla karşılaşıldığında o yüksek sıcaklığı daha iyi tolere edebilecek çeşitler olabilir mi, bununla ilgili çalışmalarımız da var. Antalya'da olmanın avantajını da kullanıyoruz. Hem yazın hem kışın çalışıyoruz" diye konuştu.

DENEME ÜRETİMLERİ ANTALYA'DA

Serada kuraklık stresine toleranslı olabilecek aday çeşitlerin tohumluk üretimlerini yaptıklarını da anlatan Doç. Dr. Erdal, “Burada hem melezleme hem kendileme çalışmaları var. Dolayısıyla sarı zarflarda gördükleriniz hem melezleme, yer yer de kendilemeler var. Yani bildiğiniz gibi mısırda hibrit teknolojisi kullanılıyor. Burada yeterince tohumluk üretebilirsek ve performanslarımızı da yeterli görürsek arazideki denemeleri, yerli çeşit tescili için başvurma durumumuz olabilir ve üreticilere de bu çeşitleri ulaştırmaya çalışacağız" dedi.

DAMLA SULAMA SİSTEMİ UYARISI

Mısır konusunda tüm dünyada çalışmaların olduğunu da belirten Doç. Dr. Erdal, “Mısır suya bağımlı bir bitki. Biz toleransı kullanıyoruz. Yani susuzlukla karşılaştığında onu daha kolay atlatabilecek çeşitler üzerine çalışıyoruz. Piyasadaki ticari çeşitleri susuzluğa maruz bırakıyoruz. Onlardan yüzde 20-30 civarında daha iyiyse susuzlukla karşılaştığında, dolayısıyla bunu tolere anlamında yani suyu daha etkili kullanma açısından değerli buluyoruz. Bir umut olabilir ama kolay da değil. Çünkü şu an neticede hala mısır Türkiye'de sulanıyor. İç Anadolu'da damla sulama sistemi kullanılıyor. Tüm Türkiye'de aslında bunun kullanılması lazım. Az olan suyun daha etkili kullanılması lazım" dedi.

İKİ ÇEŞİTTE İLK VERİLER BAŞARILI

Türkiye'nin su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Erdal, şunları söyledi:

"Bizim hem Avrupa'nın, hem tüm dünyanın ortalamasının altında suyumuz var. Dolayısıyla bu konudaki her çaba çok değerli. Biz de bu çabada, 'Acaba çeşit geliştirerek bunu yapabilir miyiz'in derdindeyiz. Evet, suyu daha az kullanabilecek ya da su olmadığında daha fazla ayakta durabilecek ama aynı zamanda su olduğunda da verimli olabilecek çeşitler üzerine yoğunlaştık. Su yoksa daha dayanıklı, ayakta durabilecek çeşitler. İki çeşidimizde şu an ümitvarız."

Kaynak: DHA