Geçmişin perdesini aralayan Xanthos Antik Kenti, yüzyıllara meydan okuyan kalıntılarıyla adeta bir tarih ansiklopedisini andırıyor. Ziyaretçilerini hüzünlü bir hikayenin kollarına bırakan bu kent, M.Ö. 545-546 yıllarında Pers Kumandanı Harpagos'un kuşatması altında büyük bir trajediye sahne olmuştur. Xanthoslular, topluca intihar ederek şehirlerini düşmanlarına bırakarak tarihe bir hüzün lekesi bırakmıştır. Ancak bu felaketten sağ kalanlar, umudu ve inancıyla yeniden ayağa kalkarak kenti tekrar inşa etmişlerdir. Savaşların ve felaketlerin gölgesinde varlığını sürdüren Xanthos, M.Ö. 475-450 yılları arasında büyük bir yangın felaketi ile de yüzleşmiştir.
Tarihin derinliklerine yolculuk
Likya Uygarlığı'nın merkezi konumundaki Xanthos Antik Kenti, tarihin derinliklerine işlenmiş önemli izleri taşıyan bir hazine gibidir. Likya Dönemi'nin karakteristik dikme mezar taşları ve kaya mezarları, bu topraklardan gelen çağlar ötesi bir anlam taşır. Kentin çevresini saran akropol duvarları, özenle inşa edilmiş örme teknikleri ile göz kamaştırır.
Mistik öykü
Tiyatronun kuzeyindeki Likya akropolünü çevreleyen duvarlar ise ziyaretçilere Roma Devri'nden kalma tarihi bir atmosfer sunar. Ancak en ilgi çekici eserler, tiyatronun batısında yükselen anıt mezar ve Likya Lahdi olarak dikkat çeker. Xanthos'un mistik öyküsünü taşıyan bu eserler, ziyaretçilerini büyüler ve bir zaman makinesi gibi tarihin içine çeker. Xanthos Antik Kenti'nin bu gizemli atmosferi, hala süren kazı çalışmaları ile günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Bu eşsiz kent, Kaş'a gelenleri büyülü bir yolculuğa çıkarmaya davet ediyor.
Haber: Gözde Gürgöze