Hayatın nasıl oldu da bu yönde şekillendi?
- Hep böyle yaşayan bir aileden geldiğim için temelleri küçük yaşlarda atıldı. Hazır yiyeceklerin popüler olduğu zamanlarda annem hiç oralı olmadı. Hep kendi yoğurdunu, ekmeğini yapmaya devam etti. Hazır pastalar, börekler yemedik hiç. Yapay yiyeceklerin tadını hemen alırdık, yemezdik. Onca yıl gerçek besinle beslendikten sonra, herkesin yediğinden yiyince sorunlar yaşamaya başladım. Alerjilerim vardı. Neden, nasıl diye araştırmalar yaptım, eğitimler aldım. Şimdi edindiğim bilgileri aktarmaya çalışıyorum elimden geldiğince.
Televizyon dünyası Müge Boz’u nasıl keşfetti? Sen böyle bir dünyaya neden adım atmak istedin?
- Kendiliğinden oldu diyebilirim. Ben reklamcılık, sinema-tv ve halkla ilişkiler okudum. Kamera arkasında çalışırken “Hadi model bulamadık sen geç de çekelim” diye diye kamera önüne geçtim. Özel eğitimler, dersler almaya başladım. Bu dünyaya alışmam kolay olmadı. Örneğin “Kaşların çok kalın” derlerdi, hep almak isterlerdi. Hatta birçok iş kaçırmışımdır bu yüzden. 2-3 sene sonra kalın kaş dünyada moda olunca kabul edildi. Ya da manikürsüzlük modası... Tırnaklarımı kısacık, dibinden kesiyorum diye bakımsız oldum. Bazı şeyleri ilk yapan olunca insan bu tarz zorluklarla karşılaşıyor. Alıştım.
Saç boyatmak, tırnak uzatmak, kaşlarla oynamak... Bunların hiçbirini sende göremiyoruz, neden?
- Saçımın doğal rengi zaten güzel. Neden boyatayım ki? Yazın deniz ve güneşle kendiliğinden rengi açılır, kışın koyulaşır. Bu sürece müdahale etmem. Kendimi iyi hissetmek için saçımı boyatmak yerine başka şeyler yapıyorum. Ama tabii dürüstçe sorarsam kendime “Saçımın rengi böyle olmasaydı boyatır mıydım?” diye... Belki, evet... Tırnak uzatmaya gelince; benim gibi sürekli çalışan, üreten ellerde mümkün değil. Yumurta bile kıramam uzun tırnakla! Bir de gerek görmüyorum. Tırnaklarımın uzun olması bana hiçbir şey katmıyor. Beğenmezlerse de beğenmesinler.
Gelecekteki hayalin hep ekranda olmak mı yoksa başka alanlarda da seni görebilecek miyiz?
- Valla beni nerede göreceğiniz hiç belli olmaz. Sadece ekranlarda olmayacağım kesin ama... Şirket sahibi olmak ve marka kurmak beni çok heyecanlandırıyor. Girişimci olmak, yeni fikirleri hayata geçirmek, değer katmak; hayatımda bunlar da olsun istiyorum.
Hayattaki olmazsa olmazların neler?
- Gülmek, eğlenmek, iyi yemek yemek. Bunlar olmadan asla yapamam. Gerisi teferruat.
Peki en tahammül edemediğin şeyler?
- Cahillik, saygısızlık, bilgisizlik, seviyesizlik, basitlik, şark kurnazlığı....