Bir otel düşünün... Lüks değil, havuzu yok, konfor alanından uzak, tamamen buzullarla çevrili denizden 4 bin 604 metre yükseklikte. Ulaşım ise dudaklarınızı uçuklatacak türden. Yolculuğumuz küçük bir İtalyan köyü olan Alagna’dan başlıyor. Buradan teleferikle 2 bin 971 metreye kadar yükseliyoruz, manzara şimdiden muhteşem. Buradan da geceyi geçireceğimiz dağcı barınağı olan Capanna Gnifetti'ye 1 saatlik bir yürüyüşün ardından ulaşıyoruz. Capanna Gnifetti 19. Yüzyıl'ın ortalarında Alpinizmin Avrupa’da yeni yeni gelişmeye başladığı dönemde inşa edilmiş bir barınak. Burada ortak bir yemek alanı ve hostel tarzında ranzalı odalar mevcut. Ayrıca tırmanış için gerekli ekipmanları da (tırmanma halatları, karabinalar, kar paletleri, tozluklar) buradan kiralayabiliyorsunuz.
Şimdi neden ara bir bölgede barınak var, neden burada kalıyoruz? Yüksek irtifa dağcılarının en çok karşılaştıkları sorunlardan biri de 'aklimatizasyon’dur.
Aklimatizasyon "yüksek irtifaya uyum" demektir. Yüksek dağlara çıkıldığında insan organizması, daha önce böyle bir yükseklikte bulunmamış ise oksijen azlığı, hava basıncı düşüklüğü gibi tanımadığı birçok ekolojik etkenle karşı karşıya gelir. Bunlar ortama alışmamış vücutta hastalığa kadar giden birçok değişikliklere yol açar. Böyle bir durumda olan dağcı, zirveye ulaşamaz veya hastalanarak geri döner. Bu yüzden bu barınaklarda gecelemek yüksek irtifalarda daha rahat etmemizi sağlıyor.
Evet gelelim artık ana rotamıza. Zirveye tırmanmanın 3 farklı yolu var.
1- G. Gnifetti sığınağından Lys Buzulu üzerinden (klasik rota olarak yaklaşık 4-5 saatlik buzul yürüyüşü);
2-    Monte Rosa sığınağından Grenz Buzulu üzerinden (yaklaşık 5 saatlik buzul yürüyüşü);
3-    L. Resegotti bivakından Capanna Margherita'ya doğru güneydoğu sırtı (Cresta Signal). Bu rota oldukça zorlu bir alp rotasıdır. (Bivak: Planlı ya da plansız, sınırlı malzemelerle yapılan dinlenme veya geceleme faaliyeti.)

Ertesi sabah, zirveye 900 metrelik dik bir buzul tırmanışı ile 5 saat yürüdükten sonra ulaşıyoruz. Şunu da unutmadan belirtmeliyim ki yaklaşık 4 bin civarı rakımda İtalya’dan İsviçre’ye geçmiş oluyoruz. Bu kadar yüksek rakımda uçak yolculuğu hariç ülke değiştirmek de bence muhteşem bir duygu.
Evet artık zirvedeyiz.


Otel, 1893 yılından beri burada bulunuyor ve Kraliçe Margherita'nın katılımıyla büyük bir coşkuyla açıldığında onun adını almış. Yaklaşık yüzyıl sonra (1979), alan nedeniyle değil, başka nedenlerle orijinal sığınak yıkılıp yerine şu anki hali inşa edilmiş. Burada aynı zamanda gözlemler de yapılıyor. Dünyanın en yüksek sabit gözlemevi unvanını da vermeden geçemeyiz tabii. Şu anda tesis 70 yatak kapasitesine sahip, bir barı, restoranı, ortak banyoları, aydınlatması, 220 volt enerjisi ve hatta wi-fi bağlantısına da sahip!
Yemeğinizi yediniz, şarabınızı içtiniz, yorgunluktan ölüyorsunuz, rahat bir uyku çekmek için odanıza çekiliyorsunuz. Ama nafile, burada uyumak nadiren keyiflidir. Şiddetli baş ağrısıyla geçen uykusuz geceler oldukça yaygındır.


Olsun, iyi bir uyku çekemesek de gördüğümüz manzara muhteşem. Zirveden bakıldığında, diğer dağlar, buzullar ve sınırsız bir ufuk, yeri geldiğinde altımızda bulutlar... Günün farklı saatlerinde bu manzarayı izlemek, doğanın büyüleyici güzelliğini tam anlamıyla hissetmemizi sağlıyor.
Bu yapı dağcı kurtarma operasyonları için kritik bir referans noktası ve İtalyan Alp Kulübü'nün tarihsel ve kültürel mirasının da bir parçası. Ancak sadece dağcılar için basit bir sığınak olarak düşünülmemeli; aynı zamanda yüksek dağ ortamlarında bilimsel araştırmayı kolaylaştıran da karmaşık bir yapı...