Gündoğmuş ilçesinde, Torosların zirvesi Akdağ ve Geyik dağlarında, 50 metre yükseklikten dökülen doğa harikası Uçansu Şelalesi'nin kaynağını da oluşturan Alara Çayı üzerinde, 7'si dere, 1'i baraj tipi olmak üzere 8 HES projesi bulunuyor. Akdeniz'e döküldüğü alana kadar yaklaşık 80 kilometre uzunluğa sahip Alara Çayı üzerindeki HES projelerinden Hayat 1, Hayat 2 HES projeleriyle ilgili hukuki süreçler devam ederken, Kamer HES ile ilgili mahkemeden iptal kararı çıktı. Şelaleye çok yakın bölgede planlanan Kamer regülatörü ve HES projesi için 2015'in Mayıs ayında verilen 'ÇED Olumlu' raporunun iptali için köylülerin açtığı dava sonuçlandı. Köylüler Nurettin Şensoy, Mustafa Günay, Mustafa Uslu, Ömer Yılmaz, Bilal Tokçan ve Ali Güven adına açılan davada, Antalya 2'nci İdare Mahkemesi 'ÇED Olumlu' raporunu iptal etti. KAMER HES'İN BİLİRKİŞİ HEYETİ DEĞİŞTİ Davacı köylülerin avukatı Münip Ermiş, Antalya 2'nci İdare Mahkemesi'nin 2016 yılında yürütmeyi durdurma kararı verdiği HES'le ilgili kararın temyiz edildiği ve Danıştay 14'üncü Dairesi'nin itirazı reddettiğini hatırlatarak, “Devam eden davada, HES'lerin doğaya zarar vereceği yönünde değerlendirmeleri olan bilirkişi heyeti, itiraz üzerine değiştirilerek, yeni bir heyet oluşturulmasına karar verildi. Mahkeme de ikinci kez iptal kararı verdi" dedi. Mahkemenin ikinci kez Uçansu'ya HES yapılamayacağı kararı verdiğini belirten Münip Ermiş, “Mahkemenin, 'HES yapılırsa balık üretimi durur, sucul ekosistem ve biyoçeşitlilik ağır hasar görür, genç ağaçlar yok olur, canlı türlerinin devamlılığı zarar görür' demesi çok önemliydi. Ama en güzeli de 'Böceklerle ilgili ÇED raporunda en küçük bahis yok, böcekler ne olacak' demesiydi" dedi. Mahkeme kararında, proje sahasının 1'inci derece doğal Sit alanına 30- 40 metre uzaklıkta olduğu ve bu alana zarar verilmeyeceğine ilişkin önlemlerin somut olmadığına dikkat çekilerek, ÇED raporunun kapsamlı hazırlanmadığı, yapılan incelemelerin, hesaplamaların ve değerlendirmelerin yeterli düzeyde veri, bilgi ve belgeye dayandırılmadığı ve projenin çevreye olabilecek etkilerinin önlenmesi için alınan önlemlerin yetersiz ve hukuka aykırı olduğuna dikkat çekildi.