Antalya’da turizmcilerle bir araya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, seyahat acentelerini , "Tanıtım ve pazarlama bizim işimiz" söylemini eleştirdi. Ersoy, "2000'li yıllardan sonra tanıtım ve pazarlama sadece onların işi değil. Tanıtım ve pazarlama yeni iletişim metotlarına hakim olan, yeni teknolojileri çözebilen, dijital medyaya hakim profesyonellerin işi. Biz hala, "o kırılmasın, bu üzülmesin, bunun sesi fazla çıkıyor, bunun sesi eksik çıkıyor" mantığıyla dünyanın gerçeklerine kulağımızı kaptırsak, geldiğimiz ve gelebileceğimiz noktalar bunlar." dedi.   
  Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) geleneksel buluşmasına katıldı. Toplantıda Antalya Vali Yardımcısı Nurettin Ateş ve sektör temsilcileri de yer aldı.  

“Turizmde ciddi sıçrama yapmamız gerekiyor” 
Bakan Ersoy, 11’inci kalkınma programına değindi.  
Ersoy, “2023’e kadar 75 milyon turist, 65 milyar dolar gelir hedefi programda yer aldı. Biz eylül sonunda master programı hazırlayacağız. Açıklanan rakamlara nasıl hazırlanacağımızı ve neler yapacağımızı detaylı şekilde belirtmiş olacağız. Rakamlar, söylenerek ve yazılarak konuşulacak rakamlar olsa kolay olacak. Doğru şekilde gitmemiz gerekiyor. Gerekli alt yapıyı hazırlamamız gerekiyor. Sektör olarak tek sesli değil, hep beraber koşturmamız gerekiyor. Rakamlar büyük olunca turizmde ciddi sıçrama yapmamız gerekiyor. Bugüne kadar sayılar çok önemliydi bundan sonra bizim yaptığımızın karşılığını daha iyi almamız için gelir grubu nitelikli turiste konsantre olmamız gerekiyor. Özellikle üstüne basarak belirtmek istiyorum. Biz bir şeylerden vazgeçmeyeceğiz. Bakın bizim hedeflerimiz çok büyük. Mevcut turist potansiyelimizden vazgeçmeyeceğiz, ama bundan sonra nitelikli turisti öncelikli hedefimize koyacağız. Hem sayıda olan hedeflerimize, hem de ciro hedeflerimize el birliğiyle ulaşmamız gerekiyor” dedi. 

"Gelir odaklıya geçiş yapmamız gerekiyor" 
Adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Ersoy, her şeyden önce zihniyetin değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. 
 Türkiye turizmi genelinde arz odaklı turizm yapıldığını vurgulayan Ersoy, “Eğer siz bir yere gelmek istiyorsanız arzdan, talebe gitmemiz gerekiyor. Maliyet odaklı turizmden, gelir odaklı turizmine geçiş yapmamız gerekiyor. Hatta bundan sonra yatırımcı arkadaşlar, patronlar otele girdikleri zaman,” doluluğumuz bu gece yüzde kaç?” diye sormasınlar. Soracakları ilk soru, “gecelik ne gelir elde ettik?” olsun. Zihniyet olarak maliyet odaklı turizmden, gelir odaklıya geçiş yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

"Geriye kalan en önemli şey markalaşmak olacak" 
Eylül ayında hazırlanacak master programına ciddi bir şekilde hazırlandıklarını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bu sadece sektörün ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın beraber çalışarak yapabileceği bir şey değil. Ulaştırma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı da bu projenin içerisinde. Diğer bakanlıklarla da hedefe nasıl yürüdüğümüzü göreceksiniz. Her bakanlıkla tek tek görüşüp, o bakanlıkla neler yapmamız gerektiğini tartışıyoruz. Protokol kararını alacağız. Eylül sonunda hazırlayacağımız programa ekleyeceğiz. Bütün bunları yaptığımız zaman geriye kalan en önemli şey markalaşmak oluyor." dedi. 

"Yoğun sürdürülebilir tanıtım yapmanız gerekiyor" 
Markalaşmak için yapılması gereken önemli hususları da aktaran Ersoy, “Markalaşmak için, yoğun sürdürülebilir tanıtım yapmanız gerekiyor. Hem yoğun bir tanıtım yapacaksınız, hem de bunu devamlı şekilde sürdürebilir olması lazım. Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı’nın doğmasındaki ana sebep bu. Biz 9 aydır bu ajans üzerine kafa yoruyoruz, çalışıyoruz. Sektör dernekleriyle konuşuyoruz, fikir paylaşımlarında bulunuyoruz. Tabi bir şeyleri yeniden keşfetmenize gerek yok. Baktığınız zaman dünyada turizm geliri en yüksek ülkelerin tamamına yakınında bu tarz ajanslar kurulmuş. 2 şey yapmışlar. Biri çok yüksek turizm geliri. Birçok ülkeye uçan global hava yolları. İkincisi de turizm ajansı. Türkiye’ye baktığında bizim global havalimanımız yok mu? Var.” diye konuştu. 

"Geçen hafta bize nasip oldu" 
Turizm Geliştirme Ajansı'nın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın icat ettiği bir konu olmadığını kaydeden Ersoy, “Bunu ilk kez 1919 yılında İtalyanlar geliştirmiş. Diğer ülkelere bakıyorsunuz İspanya mesela 37 yıl önce, Fransa 34 yıl önce geliştirmiş. En genç İngiltere, o da 16 yıl önce icat etmiş. Dünya son 50 yıldır bunu geliştiriyor. Biz son 20 yıldır bu tarz organizasyonu dile getirmiş, ama hayata geçirmeyi başaramamışız. Geçen hafta bu bize nasip oldu.” dedi. 

"Mardin'de bomba patlarsa, Antalya'da turizm yapamayız" 
Doğu ve Güneydoğu'da turizmin az olduğuna dikkat çeken Ersoy, iki bölgeye pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyledi. 
Bakan Ersoy şu ifadeleri kaydetti: "Bazen kulağıma istemediğim istekler geliyor. Deniyor ki," Herkes ödediği pay kadar, buradan pay alsın" Ben üzülüyorum arkadaşlar. Türkiye'yi hala bir bütün olarak göremiyoruz. Şunun artık bir farkına varalım. Mardin'de bomba patlarsa, Bodrum'a turizm yapamayız arkadaşlar. Mardin'de bomba patlarsa, Antalya'da turizm yapamayız. Bunu defalarca yaşadık. Hala bu söylemlerle bana geliyorsanız bir sıkıntı vardır. Bizim gerçekten vizyonumuzda, turizme bakış açımızda ciddi değişikliğe gitmemiz lazım. O yüzden böyle bir ajansa ihtiyacımız var. Kapalı kapılar ardında bana bu tarz istekler geliyor. Biz tam tersi oralara yatırım götürmeliyiz. Oradaki insanların refahını, ekonomisini yukarıya çekmeliyiz.  Turizmi Türkiye’nin 81 iline yaymalıyız." 

"Tanıtım ve pazarlama seyahat acentelerinin işi değil" 
Seyahat acenteleri tarafından aldığı eleştiriyi katılımcılarla paylaşan Bakan Mehmet Nuri Ersoy sözlerini şöyle noktaladı: 
"Seyahat Acenteleri Başkanımız, "Tanıtım ve pazarlama bizim işimiz. Yönetimde biz yokuz" diyor. Yönetimde varsınız. Seçimle bir tane adayınızı gönderiyorsunuz, bunu kabul etmiyorum. Eğer 20 yıl öncesi dünyasında yaşıyorsak, bu söylemi kabul ediyorum. 2000'li yıllara kadar turizmde tanıtım ve pazarlama seyahat acentelerinin işi bunu kabul ediyorum. Ama 2000'li yıllardan sonra tanıtım ve pazarlama sadece onların işi değil. Tanıtım ve pazarlama yeni iletişim metotlarına hakim olan, yeni teknolojileri çözebilen, dijital medyaya hakim profesyonellerin işi. Biz hala, "o kırılmasın, bu üzülmesin, bunun sesi fazla çıkıyor, bunun sesi eksik çıkıyor" mantığıyla dünyanın gerçeklerine kulağımızı kapatırsak, geldiğimiz ve gelebileceğimiz noktalar bunlar. Büyümek istiyoruz, ilerlemek istiyoruz, rakiplerimize karşı hak ettiğimiz yere gelmek istiyoruz. O yüzden dertlenmeyi bırakacağız. Cesur olacağız, adım atacağız ve hak ettiğimiz yere hep birlikte geleceğiz."