Sonat’ın vücudu nakle yüzde 99.5 oranında uyum sağladı. Haberi alan anne Sinem Güney Kuru’nun ise daha önce döktüğü çaresizlik gözyaşları yerini sevinç gözyaşlarına bıraktı.4 yıl önce baş dönmesi ve ağrı şikayetiyle ailesinin hastaneye götürdüğü 7'nci sınıf öğrencisi Sonat Emre Özcan'a, yüksek riskli ALL teşhisi konuldu. İlaç tedavisi ve kemoterapi gören Sonat Emre’nin sağlığına kavuşması için ilik nakli olması gerektiği belirtildi. Uygun ilik yakın çevresinde bulunamayınca ailesi, Sonat Emre için aylar önce donör arayışına girdi ve çeşitli kampanyalar başlattı. Türkiye genelinde binlerce kişinin donör adayı olup Kızılay’a koştuğu kampanyada, uygun iliğe yine rastlanılamadı. 
 
  Babadan yüzde 99.5 uyum 
  Daha önce anne ve babanın ilik nakil uyum oranı yüzde 50 ila 60 oranında tespit edilmesi ve aylarca süren uygun ilik arayışı sonuçsuz kalması geriye tek bir seçenek bıraktı. Doktorlar, baba Onur Özcan’dan haploidentik (yarı uyumlu) nakil kararı aldı. 13 Mart’ta gerçekleştirilen nakil sonrası yüzde 50 ila 60 uyum sağlaması beklenilen ilik, yüzde 99.5 uyum sağladı. Yaklaşık bir aylık kontroller sonrası Sonat Emre’nin hastane koridorlarında geçen yaşamı son buldu. Sonat, babası ile birlikte hastaneden taburcu oldu. 
 
  Çaresizlik gözyaşları, sevinç gözyaşına dönüştü 
  Haberi alan anne Sinem Güney Kuru’nun ise daha önce döktüğü çaresizlik gözyaşları yerini sevinç gözyaşlarına bıraktı. Sevincini, “Bir anne olarak şu an inanılmaz mutluyum” sözleriyle anlatan Kuru, Türk milletine duyduğu minneti dile getirdi. Kuru, "Uyum gerçekleştiğini duyunca, mutluluktan kendimi bir odadan bir başka odaya attım. Hala aynı şekildeyim, içim içime sığmıyor, çok mutluyum. Ben bu asil millete nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Bir anda bir dünya insan oldular. Kızılay tarihinde görülmemiş bir bağış oldu. Sonat bu işte bir simge oldu. Türkiye’nin her köşesinden destek ve dualar yağdı. Başından bu yana yalnız bırakılmadım. Canla başla, herkes işini gücünü bıraktı, gittiler, koştular, kan verdi. Korkanı da verdi, küçük çocuklarımız bile ‘biz veremiyor muyuz?’ diye sordular. Benim aylar önceki serzenişime bütün Türkiye kulak verdi. En önemlisi kendi inancı sayesinde başardı. Asla çökmedi, pes etmedi, sürecin hiçbir noktasında şikayetçi olmadı. Her zaman ‘ben başaracağım’ dedi ve başardı Sonat. Türk milletinin duaları sayesinde başardı” ifadelerini kullandı. 
 
  “Diğer çocuklarımızın hala ihtiyacı var” 
  Sonat’ın vücudunun yüzde 99.5 uyumu kabul etmesinin ardından, kritik sürecin devam ettiğini belirten Kuru, “Bundan sonraki süreçte hijyeni, bakımı, ilaçların düzeni çok önemli. Hala dualar çok önemli. Belki bizim sürecimiz bu şekilde. Bu işin daha 3 yılı var ve umarım her şey yolunda gider. Diğer çocuklarımızın da hala ihtiyacı var. Bu sebeple lütfen kan vermeyi asla bırakmasınlar. Lütfen gitsinler, çok basit bir işlem bu. Donör adayı olsunlar” diye konuştu.