Zehir Soluyoruz! Sadece 6 Şehrin Havası Temiz...

Hürriyet'ten Doğahan Giritlioğlu'nun haberine göre, Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, 2017 yılı Hava Kirliliği Raporunu açıkladı. Bozoğlu, “Partikül madde ve kükürt dioksit açısından sadece altı ilimizin havası standartlara uygun. En kirli illerimizin başında ise  İstanbul, Ankara, Adana, Amasya ve Manisageliyor. Türkiye’de hava kirliliği problemi krize dönüşmüş durumda. Valilik ve belediyeler acil önlem almalı” dedi. 

Havası temiz çıkan 6 il ise Artvin, Bitlis, Eskişehir, Yozgat, Kırşehir ve Kırıkkale oldu. 

Türkiye’nin havasının gittikçe kirlenerek yaşamı tehdit ettiğine dikkat çeken Bozoğlu, kirli havanın solunum enfeksiyonu, kanser, erken bebek ölümleri, sakat doğumlar ve kitlesel ölümlere neden olduğunu anımsattı.

"Ankara'da en kirli yer hastane bölgesi"

Başkentin kirli olmayan bölgesinin bulunmadığına belirten Bozoğlu, bunun temel kaynağının Ankara’nın ulaşım politikası, yani trafik kaynaklı olduğunu kaydetti. Bozoğlu başkentteki diğer sorun ise kalitesiz kömür kullanımı olduğunu dile getirdi.

Ayrıca Ankara’nın en kirli yerinin hastanelerin olduğu Sıhhıye bölgesi olduğunu vurgulayan Bozoğlu,  "Yurttaşlar, sağlık hizmeti almaya, şifa bulmaya gittikleri yerde aslında zehirleniyor" dedi.

"İstanbul'da en kirli yer Esenyurt, en temiz Şile"

Bozoğlu, İstanbul’da sınır değerlerin tüm istasyonlarda yoğun biçimde aşıldığını ifade etti. İstanbul’un en yüksek nüfusa sahip olan ilçesi Esenyurt'un aynı zamanda havası en kirli ilçe olduğunu belirten Bozoğlu, burada yaşayan vatandaşların yılın 248 günü kirli hava soluduğunu söyledi.  

Şirinevler, Aksaray, Başakşehir ve Göztepe'nin de havası en kirli yerlerin başında geldiğine kaydeden Bozoğlu, İstanbul’un havası en temiz ilçesinin ise Şile olduğunu aktardı.

"Kentsel dönüşüm İstanbul'u kanser edebilir"

 

"İstanbul’un temel kirlilik kaynağının ise kentsel dönüşüm olduğunu söyleyebiliriz" diyen Bozoğlu,  şu uyarıları yaptı:

"İnşaattan kaynaklı toz miktarı artıyor. Kentsel dönüşüm, çevre sorunlarının çözümü için çok iyi planlanması gereken bir süreç. Kentlerin planlanması, hava koridorlarının açılması, az enerji tüketen, kirliliği az olan yeşil binaların yapılması için önemli bir süreç. Ancak biz bu fırsatı kaçırmak üzereyiz. Belediyelerin tozumayı önlemek için gerekli yerlerde ıslatma çalışması yapması, bariyerler kullanması gerekiyor. Aksi durumda kentsel dönüşüm bölgelerinde kanser tehlikesi ortaya çıkıyor."

İzmir'de de durum değişmiyor

İzmir'de de durum değişmiyor

Bozoğlu'nun belirttiğine göre Türkiye'nin en kalabalık 3. şehri İzmir'de de karşımızda farklı bir tablo bulunmuyor. İzmir’de de ölçüm yapılan bütün istasyonlarda sınır değerlerinin aşıldığını aktaran Bozoğlu, "Gaziemir ve Bayraklı’da hava kirliliği 2017 yılında pik yaptı, diyebiliriz. Vatandaşlar 365 günün 228’inde kirli hava solumak zorunda kaldı. Karşıyaka’da da yine ciddi bir hava kirliliği artışı görüyoruz." dedi. Bozoğlu İzmir’in hava kirliliğinin sebeplerini ise bölgedeki sanayileşme, trafik ve kalitesiz kömür olarak sıraladı.

"Çözüm toplu taşıma, denetim, doğalgaz"

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu'nun çözüm önerileri ise şu şekilde:

"Kentlerde toplu taşıma ve raylı sistemler geliştirilmeli. Hava kirliliğinin en yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde sokağa çıkılmasın. Ayrıca hava kirliliğin yoğun olduğu günlerde Valilik ve Belediyeler yurttaşları bilgilendirmeli. Kentsel dönüşüm devletin sıkı denetimi altına alınmalı. Yoksul "yurttaşlara kalitesiz kömür yardımı yerine doğalgaz yardımı yapılmalı."

"Termik santrallere filtre muafiyeti sağlandı, sonuç ortada"

Bozoğlu, termik santrallere de ayrıca dikkat çekti, Kahramanmaraş, Kütahya, Zonguldak, Manisa Soma gibi yerlerde ise termik santrallerden kaynaklı hava kirliliği yaşandığını belirtti.

Termik santral bulunan Muğla Yatağan’da hava kirliliği açısından ölçüm yapılmayan gün sayısının 301 olduğunu aktaran Bozoğlu, "Yatağan konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bu illerde özelleştirilen termik santraller var. Bu santrallere çevre mevzuatına uyum, yani bacalarına filtre takma zorunluğu açısından kanun değişikliğiyle 2020 yılına kadar muafiyet sağlandı. İşte sonucunu görüyoruz. Onlar da sonuna kadar kirletme hakkını kullanıyor. İnsanların sağlıklı çevrede yaşama hakkını tesis edecek politikalar ve süreçler yürütülmeli" diye konuştu.

 

 

kaynak: onedio.com