Türk-Alman Yazarlar Birliği (TAB) Almanya-Türkiye arasındaki siyasi gerilimin hemen ardından Hollanda ile yaşanan krizin varmış olduğu boyut bizi son derece endişelendirmektir. Hollanda hükumetinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına hiçbir diplomatik kuralla bağdaştırılamayacak derecede kaba muamele yapması ve durumu protesto eden Hollanda Türklerine, köpekli ve atlı polislerinin saldırmasını şiddetle kınıyoruz." dedi.


Yaşanan son olayların ardından bazı konularda endişeli olduklarını açıklayan TAB bu endişelerini ise şöyle sıraladı;
"Öteden beri var olan Türkiye karşıtlığının, son yıllarda birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, ideolojik bir özellik kazanması ve bir siyasî harekete dönüştürülmesinden endişeliyiz!


Başlangıçta Avrupa’da, aşırı sağcı, yabancı düşmanı, İslam karşıtı gibi görülen marjinal akımların zamanla merkezin sağında ve solundaki siyasî partilere de sıçramış olması, bu endişemizi daha da artırmaktadır.
İnsan hak ve hürriyeti, demokrasi, ırkından ve inancından bağımsız olarak eşitlik, milletlerin kendi kaderini tayin hakkı, düşünce özgürlüğü gibi insanlığın daha nice ortak değerinin beşiği zannettiğimiz Avrupa’da, söz konusu Türkler/Müslümanlar olunca, bu değerlerin hiçe sayılmasından endişeliyiz!
Soğuk Savaş döneminde Avrupa’nın karşıtı olarak görülen Sovyetler Birliğinin yerine şimdi de Türkiye’yi koyma çabalarından son derece endişeliyiz!


Avrupa Türklerinin, ne yaşadıkları ülkeye, ne de anavatan Türkiye’ye kendilerini yeterince ifade edemediklerinden dolayı, daha çok mağdur olmasından ve hedef tahtası haline getirilmesinden endişeliyiz.
Özellikle Avrupa Türklerinin kışkırtıcı bazı mihrakların oyununa gelmesinden ve siyasi polemiğin ve öfkenin, aklıselimin önüne geçmesinden endişeliyiz.


Fakat TAB olarak, ülkemizde yapılacak referandumdan 'evet' de çıksa, 'hayır' da çıksa, tarihten gelip geleceğe yürüyen Türkiye’nin yoluna devam edeceğinden asla endişe duymuyoruz!" denildi.