Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Ahmet Burak Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürü Osman Ketenci ve iş adamı Mustafa Gündoğan, avukatları aracığıyla Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine dilekçe sunarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tazminat davası açtı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 21 Kasım ve 28 Kasım’da grup toplantısında yaptığı konuşmadaki ifadelere yer verilen dilekçede, "Müvekkilimi hedef alarak küçük düşürücü, aşağılayıcı, gerçek dışı ithamlar isnat ederek ağır hakaretlerde bulunmuştur. Müvekkillerin toplumun kin nefret duygularına maruz bırakılmasına sebep olmuştur" denildi.
Dilekçede Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınlarının yurt dışına para gönderdiğini iddia ettiği anlatılarak, "Kürsü marifetiyle salondaki topluluğa ve basın yayın aracılığıyla tüm Türkiye kamuoyuna ulaşan bu asılsız söylem, davalının uzun süredir izlediği iftira kampanyasının izdüşümü niteliğinde olup gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır" ifadelerine yer verildi.

"YALAN BİLGİYİ ASILSIZ KOMPLO TEORİSİNE DAYANAK YAPMIŞTIR"
"Müvekkilim Mustafa Gökdoğan bir iş adamıdır ve davalının yalan iddiasının aksine hiçbir zaman Recep Tayyip Erdoğan’ın özel kalemi olarak görev yapmamıştır" denilen dilekçede, "İtibar suikastine girişen davalı doğruluğu bulunmayan bilgilerle dezenformasyon yaparak iddialarındaki tutarsızlıkların göze batmaması için çaba göstermektedir. Bu doğrultuda müvekkilim Mustafa Gündoğan için ’eski özel kalem müdürü’ ifadelerini kullanan davalının basit bir yanılgıya düştüğünü düşünmek yanıltıcı olacaktır. Zira, davalı bu yalan bilgiyi asılsız komplo teorisine dayanak yapmaktadır" cümleleri kullanıldı.
Dilekçede Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan’a ’sen ne yerlisin, ne millisin’ dediğinin kaydedilirken, "Kılıçdaroğlu, müvekkilimin gerek şahsını gerekse görevde bulunduğu yüce makamı hedef almış ve bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne saldırıda bulunmuştur" denildi.
Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında sarf ettiği her sözün televizyon, gazete ve diğer yayın araçları aracılığıyla halkın büyük bir kısmına ulaştığının vurgulandığı dilekçede, "Böylece müvekkili hedef alan ağır, tahammül edilmesi imkansız hakaret ve ithamları içerir yalan iddialara dayanır konuşması çok geniş kitlelere ulaşarak, müvekkilin toplum önünde küçük düşürülmesi ve yıpratılması hedeflenmiştir" ifadeleri kullanıldı.
"Söylenen sözler ve maruz kalınan haksız fiil, müvekkilimin hedef tahtası haline getirilmesine neden olmuştur" ifadelerinin kaydedildiği dilekçede, davanın kabulü ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına 500 bin lira, diğer 5 müvekkil adına ise 200’er bin lira manevi tazminat talebinde bulunuldu.
(Gamze Erdemir/İHA)