Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖHava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personelin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı avukatları katıldı.

Tanık sıfatıyla ifadesi alınan N.Y, yaklaşık 28 yıl boyunca FETÖ içinde "genel sohbetçi" olarak faaliyette bulunduğunu, genel sohbetçinin görevinin sözde il imamının talimatı doğrultusunda sivil imamlar ile sohbet etmek ve onların motivasyonunu arttırmak olduğunu söyledi.

Örgütün 2007 öncesinde Türkiye'yi 7 bölgeye, 2007'den sonra ise 5 bölgeye ayırdığını anlatan N.Y, FETÖ'nün askeriye, mülkiye, adliye ve emniyette de mahrem yapılanmalarının bulunduğunu kaydetti.

Söz konusu mahrem yapılarda, 1999'a kadar meslek grubu içinden mahrem imam seçildiğini, daha sonra bunun değiştirildiğini belirten N.Y, "Kemalettin Özdemir'in örgüt içinden tasfiye edilmesinden sonra sivil imamlar kurum dışından seçildi. İçeride de yine o üniteyi muhafaza edecek kişiler oldu." dedi.

Himmet toplamak için Kur'an'ı alet etmişler

Tanık N.Y, FETÖ'nün eleman temininin büyük kısmını dershanelerinden sağladığına ve mahrem imamların dershane sürecinden itibaren öğrencileri takip ettiğine dikkati çekerek, 17-25 Aralık süreci ve dershanelerin kapatılmasından sonra örgütün bu konuda ciddi sıkıntılar yaşamaya başladığını dile getirdi.

Örgütün çözülmesini önlemek için mahrem imamların motivasyonunu artırıcı sohbetler yaptığını ve örgütün mali kaynaklarından biri olan himmet konusunda daha sıkı önlemler alınmaya çalışıldığını ifade eden N.Y, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Örgüt emniyetten, askeriyeden, hakim ve savcılardan ciddi destek alıyordu. Bir hakim arkadaşım bana, 'Himmet adıyla alınan bu paralar artık bizi çok zorlamaya başladı.' dedi. 2013'ten sonra 'Hakim ve savcılardan maaşlarının 4 bin lira üzerindeki kısmı tamamen himmet olarak verilecek.' diye talimat verildi. Kuran'dan infak ayetleriyle bunu sağlamaya çalışıyorlardı. Hakim olan arkadaşa bunu vermek zorunda olmadığını söyledim. 'Kimsenin bunu haraca dönüştürmeye hakkı yok.' dedim hatta bu sözlerim sebebiyle de örgüt içinde soruşturma geçirdim."

Kur'an'a el bastırarak sınav sorularını vermişler

N.Y, FETÖ'nün zamanla cemaatten çok farklı bir yapı haline dönüştüğünü, "İslam'a ait bir çok şeyi yozlaştırıldığını" belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Güç, iktidar ve para bu insanları maalesef bozdu. Aslında sıradan bir öğretmen ama altında binlerce askeri öğrenci var, bu insanlara ağır geldi. Her öğrenci sınavları kazansın, kamu kurumlarına yerleşsin diye uğraşıldı. Bundan sonra sınav soruları çalınmaya başlandı. Geçmişte bulunduğum bir ilde KPSS'den önce yaşadığım bir olayı anlatayım. 40 yaş üstü KPSS'ye giremiyor, atanamıyordu. 39 yaşındayken sınava tekrar girmeye karar verdim, son şansım diye. Bunu örgüte ait KPSS dershanesinde çalışan bir arkadaşıma söyledim. Bana, 'Cuma günü yanıma uğra, çıkmış soruları vereyim.' dedi. Cuma günü dershaneye gittim, yok. Telefonu kapalı, gün boyu ulaşamadım.

Pazar sınav yapıldı, pazartesi tekrar dershaneye gittim. Telefonuna ulaşamadığımı söyledim. 'Bize sorular verildi, kimseye vermeyeceğimize dair Kur'an'a el bastırdılar.' dedi. Sınav sonuçları açıklandığında o arkadaş il birincisi olup kamu kurumuna atandı. Tabii daha sonra da ihraç edildi."

Mahrem yapıyı İpek ve Kaynak Holding finanse etmiş

Askerlerden sorumlu sivil imamların çoğunluğunun, "FETÖ'nün iş ve işçi bulma kurumu" olarak bilinen "Referans İş" adlı şirketin çalışanı olduğunu ve bu şekilde kamufle edildiklerini anlatan tanık N.Y, "Referans İş, görünürde resmi olarak işleyen bir şirket ama arka planda yapının (FETÖ'nün) bütün elemanlarının kaybolduğu bir yer. Ahmet Çağlayan (firari sanık) görünürde şirketin başında bulunan kişi." diye konuştu.

Mahrem hizmetlerin devamı için örgütün talimatla şirketler kurdurduğunu kaydeden N.Y, "Mahrem yapıları finanse etmede genelde bir şirket seçilir ve bu sağlanırdı. Ankara'da Akın İpek, genel anlamda da Kaynak Holding kullanıldı. Örgütün kurduğu şirketlerin iki görevi vardır. Birincisi, mevcut mahrem imamların kamufle edilmesi, ikincisi de maddi kaynak sağlamak." ifadelerini kullandı.

Askeriyeye "özel önem"

Tanık N.Y, FETÖ'nün askeriyeye özel önem verdiğine dikkati çekerek, "Size doğrudan örgüt liderinden duyduğum bir sözü aktarayım. Bir konuşmasında, 'İleride genelkurmay başkanı olabilecek bir askeri öğrenci için 500 okulu feda edebilirim.' demişti." beyanında bulundu.

N.Y, örgütün askeri yargı yapılanmasından sorumlu kişilerin de Ömer Yazıcı, Feyzi Şirin ve Faik Toklucu olduğu bilgisini verdi.