Antalya Ticaret Borsası (ATB) Temmuz ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği Meclis’te, ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

2019 yılının ilk yarısını geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştıran Çandır, rakamların hiç de iç açıcı olmadığını belirtti. Geçen yılın ilk 6 ayında yüzde 6’dan fazla büyüyen ekonominin, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşık yüzde 2 küçüleceği, 2019 yılı toplamında ise yüzde 1’den fazla bir küçülme yaşayacağının beklendiğine dikkat çeken Çandır, tarım sektörünün ekonomi ve istihdamın daha da kötüye gitmesini engellediğini vurguladı. Çandır, “Bu durumun örneklerini geçmiş yıllarda birçok kez gördük. Örneğin; ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,6 küçüldüğünde tarım sektörümüz yüzde 2,5 oranında büyümeyi başarmıştı. Yani tarım sektörü, bir kez daha kötü zamanların dayanıklı ve zor koşullara rağmen büyümeyi başaran sektörü olmuştur. İkinci çeyrekte de genel ekonomik büyüme beklentisi küçülme yönündeyken, sektörümüz hala büyümesini devam ettirme azmindedir” diye konuştu. 
 
Tarım güven 
2019 yılı 2. çeyreğinde tarımın yüzde 3 civarında büyüyeceğinin öngörüldüğünü bildiren ATB Başkanı Çandır, şunları söyledi: 

“Yılın ikinci yarısında ise geçen yılki ortalama olan yüzde 1,3’lük büyümeden daha iyi bir performans ile yüzde 2’ye yakın bir büyüme beklemekteyiz. Böylece 2019 yılını Türkiye’deki küçülmeyi azaltan bir performansla, yaklaşık yüzde 3’lük bir büyüme ile tamamlayacağımızı öngörmekteyiz. Buna karşılık genel ekonomik büyümede ise; 2. çeyrekteki küçülmenin 1. çeyreğe göre azalan eğilimle de olsa devam edeceğini beklemekteyiz. Yani yılın 2. yarısında geçen yıla göre daha iyi bir büyüme performansı göstereceğimizi düşünüyoruz. Hatırlarsanız geçen yıl yüzde -1,2’lik bir küçülme yaşamıştık. Bu yıl ise geçen yılki küçülmeye karşılık ortalama yüzde 1,5’lik büyüme yaşayacağımızı, yılı da yüzde 1 civarında küçülmeyle tamamlayacağımızı tahmin etmekteyiz.” 

Ülke gelişimine pozitif etkide bulunan tarımın çok daha fazla önemsenmesi gerektiğini dile getiren Çandır, “Uzun yıllardır stratejik sektör olmasını dilediğimiz tarımı, koruyacak ve geliştirecek icraatlar ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. Zor ekonomik koşulların hafifletilmesinde tarıma güvenilmelidir” dedi. 
 
"Tarım büyüsün" 
  Bitkisel ve hayvansal üretim değerlerinin son 19 yıllık büyüme seyrinin tarımın nasıl bir baskı altında olduğunun fotoğrafını verdiğini kaydeden Çandır, bitkisel üretim değerindeki büyümenin kaynağının 90’lı yıllardaki örtü altı tarımda oluşturulan başarı hikayesi olduğunu vurguladı. Çandır, 2000’li yıllarda başarı hikayesinin geliştirilemediğini, derinleştirilemediğini ve yaygınlaştırılamadığını ifade etti. Çandır, “Bunun kaçınılmaz sonucu olarak 19 yılın sadece 8’inde Türkiye bitkisel üretim değeri büyümesinin üzerinde büyüme sağlayabildik. Halbuki 90 yıllardaki büyüme performansımız bundan daha iyiydi” dedi. 

Aynı dönemde hayvansal üretim değeri büyüme performansının bitkisel üretimden daha kötü olduğunu söyleyen Çandır, “Kentimiz sadece 4 kez Türkiye hayvansal üretim değeri büyümesinden daha yüksek bir büyüme kabiliyeti göstermiştir. Halbuki kentimiz uzun yıllar boyunca küçükbaş hayvan varlığında söz sahibi kentlerden biri olmuştur. Önümüzdeki dönemde bitkisel ve hayvansal üretim değeri büyümesinde, Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyümeyi başarmalı ve sürekli hale getirmeliyiz. Bunu daha önce başardık, tekrar başarabiliriz. Bu beklentim sadece sektörümüz için değildir. Hep söylüyoruz; tarımdaki yüksek büyümeler, kentimizin merkezinden en ücra köşesine kadar her yerine doğrudan nüfuz etmekte ve yayılmaktadır. Yani sektörümüzdeki büyüme, kent ekonomisinin de büyümesine doğrudan ve yüksek oranda yansımaktadır.” 

Antalya’nın 2000’li yıllardaki en yüksek tarım büyümesini 2010 yılında başardığını, aynı dönemde kentin milli gelirindeki en yüksek büyümesinin de 2010 yılında gerçekleştiğini bildiren Çandır, “Yani rakamlar gösteriyor ki, sektörümüz kent ekonomisini büyütür. Bu nedenle diyoruz ki tarım büyürse Antalya büyür” dedi. 
 
Tarımın ihracata etkisi   
Tarımın ihracat rakamlarına etkisine dikkat çeken Çandır, 2006-2019 döneminde Antalya’nın toplam ve tarımsal ihracatının dalgalı bir seyir izlediğini, bu dönemde büyüme hızının yavaşladığını söyleyen Çandır, “14 yıllık bu dönemin sadece 5’inde Antalya toplam ihracat büyümesi, ülkemiz ortalamasının üzerinde seyretmiştir. Buna karşılık kentimizin tarımsal ihracat büyümesi ise 7 kez ülke ortalamasının üzerinde gerçekleşmiştir. İhracat büyümemizi artırmanın 2 temel unsuru var. Bunlardan ilki standartlara uyumdur. İkincisi ise üretim kapasitemizi standartlara uyumlu olarak artırmaktır” diye konuştu. 

Antalya’da tarım ve toptan ticaretin, faaliyetlerini yürütebilmesi için kullandığı kredilerin önemini belirten Çandır, 2013-2019 döneminde Antalya’nın kullandığı nakdi kredilerin ülke nakdi kredilere oranının 3’ten yüzde 3,5’in üzerine çıktığını bildirdi. 7 yıllık dönemde tarımsal kredilerin, Antalya’da yüzde 183 artarken Türkiye’de yüzde 147 arttığını kaydeden Çandır, toptan ticaret kredilerinin aynı dönemde Antalya’da yüzde 155 ve Türkiye’de ise yüzde 109 arttığını belirtti. Çandır, “Bu gerçekleşmeler bize göstermektedir ki, Antalya tarımı ve toptan ticaret sektörleri ciddi bir öz finansman eksiği içerisindeler ve buna rağmen büyümek istemektedirler” dedi. 
 
Tarım enflasyon ilişkisi 
Antalya’nın en önemli ürün kalemlerinden olan yaş meyve sebzedeki fiyat yükselişinin enflasyonun birinci nedeni olarak gösterildiğine dikkat çeken ATB Başkanı Çandır, bunun son derece haksız, nesnel verilerden uzak bir yanılgı ya da hedef saptırma girişimi olduğunu ifade etti.  

2011-2018 dönemini kapsayan 8 yılda sadece 2015 yılında tarımsal üretici enflasyonunun diğer enflasyonların üzerinde gerçekleştiğini belirten Çandır, şunları kaydetti:   

“Geriye kalan 7 yılda da tarım enflasyonu, özellikle yurt dışı ve yurt içi üretici enflasyonlarının altında kalmıştır. Hatta bu 8 yılın 5’inde tüketici enflasyonunun da altında kalmıştır. Hal böyleyken tarımın enflasyonun baş sorumlusu olarak gösterilmesi hepimizi derinden üzmektedir. Çünkü katlandığımız girdi maliyetleri, sadece bir yılda ortalama yüzde 60’ın üzerinde artmıştır ve biz bu maliyet yükünün en az yarısını hala üstümüzde taşımaktayız. Tüketiciye yansıtamadığımız maliyet yükünü taşımaya çalışırken ve nesnel gerçekler ortadayken, hala sektörümüzün enflasyonun baş sorumlusu olarak gösterilmesine anlam verememekteyiz. Enflasyonun canavarının sorumlusu başka yerlerde aranmalıdır.” 
  YÖREX teşekkürü ATB’nin sosyal sorumluluk projesi olarak yöresel ürünleri ekonomiye kazandırma amacıyla başlattığı YÖREX’in bu yıl 10’uncusunun 23-27 Ekim tarihlerinde düzenleneceğini anımsatan Çandır, “YÖREX, yöresel ürünlerimizi gelecek nesillere aktarma ve ekonomiye kazandırma hedefiyle yürüttüğümüz projenin bir etabıdır. YÖREX’le coğrafi işaret tescilinin önemi ve toplumdaki algısını artırdık, coğrafi işaretin işlevselliği ve yönetişiminin etkin hale gelmesi de hedeflerimiz arasında yer alıyor” dedi. Çandır, Ekim’de ANFAŞ Fuar Merkezi’nde düzenlenecek YÖREX’te 81 ili görmek istediğini vurgularken, “YÖREX’e başından beri sahip çıkan, desteğini esirgemeyen başta TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu olmak üzere odalar, borsalar, kalkınma ajansları, yerel yönetimler ve bütün katılımcılara teşekkür ediyorum. YÖREX’e destek veren yerel ve ulusal basınımıza da bu fırsatla bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu. 
  (İA-AŞ-Y) 
 
31.07.2019 14:05:45  TSI 
NNNN