Antalya'nın Gazipaşa ilçesine 45 kilometre uzaklıktaki Yakacık mahallesinde yaşayan iki aile, tam 40 yıldır içme sularını bidonlarla taşıyor. Mahallenin içme suyunu karşılamak üzere yapılan su deposu evlerinden aşağıda kalınca, hanelerine su çıkmayan Demiral aileleri, kilometrelerce aşağıdaki dereden evlerine eşeklerle su çekmeye başladı. Yıllar sonra eşekleri ölen ve kendileri yaşlanan aile fertleri, uzun yıllardır içme suyu ihtiyaçlarını su bidonlarında sırtlarında taşıyor.

 

İçme suyunun alındığı kaynağa kadar inemeyen mahalle sakinleri, kendilerinden daha aşağıda oturan komşularından iki günde bir içme suyu alıyor.

 

59 yaşındaki Düriye Demiral, 72 yaşındaki Hüseyin Demiral ile birlikte iki günde bir yaklaşık 500 metre mesafedeki en yakın komşularından su almaya gidiyor. Yaşlandıkları için büyük bidonları taşıyamayan çift, 5 litrelik su bidonlarıyla evlerine su çekiyor.

 

Hüseyin Demiral'ın astım hastası olması ve yaşlılıkları nedeniyle yolda sık sık mola veren yaşlı çift, komşuları Nasibe Sert'in evinin çeşmesinden bidonlara su dolduruyor.

 

Komşularının dramına şahitlik eden en yakın komşuları Nasibe Sert, iki günde bir kapısını çalan komşuları için yetkilerde yardım istedi.

 

Su bidonlarını dolduran yaşlı çift, yolda birbirleriyle şakalaşark evin yolunu tutuyor. Hüseyin Demiral, dönüş yolunda “Sarı Yaylam” türküsünü söyleyerek efkarlanıyor.

 

Bidonlarla evlerine getirdikleri suyu dolapta saklamak için huni yardımıyla daha küçük pet şişelere dolduran Duriye Demiral, suyu dökmemek için büyük bir özen gösteriyor.


 

"Su burada altından değerli"

 

40 sene önce evlendikten sonra evlerini buraya yaptıklarını belirten Düriye Demiral, “Eskiden merkep ile getiriyorduk. Şimdi merkep yok. Bazen komşulardan bazen dere kenarındaki su gözünden getiriyoruz. İdare ediyoruz. Tam çeşmeli evlerdeki gibi su kullanamıyoruz. Detarjanı az kullanıyoruz. Komşu depomuzu doldurursa çamaşır makinemezi o zaman kullanabiliyoruz. Çamaşırımızı dere kenarında kazanlarda kaynaratak yıkıyoruz eski zamanlardaki gibi. Onu da buraya getirmek zor oluyor. Ne bulaşığımızı doğru dürüst yıkayabiliyoruz ne çamaşırımızı. Şimdi getirebiliyoruz ama ilerde getiremediğimizde ne yapacağız bilmiyoruz. Yetkililerden yardım istiyoruz. Taşıdığımız suyu dökülmesin diye huni ile diğer bidonlara döküyoruz. Bizim burada suyun gramı altın ile eşdeğer. Bize göre altından değerli” diye konuştu.

 

“Banyosunu dahi yapamıyor”

 

İmece usulü Düriye Demiral'a yufka ekmeği pişirmek için evine gelen komşularından Hayriye Özdemir, “Düriye Teyzenin yıkadığı kapları bile deterjanlı kalacak diye korkarak kullanıyoruz. Rezil oluyor. Su getirdiği yer çok uzak. Yeri geldiğinde banyo bile yapamıyor. Çamaşırını doğru dürüst yıkayamıyor. Kilometrelerce aşağıdan derenin oradan su getiriyor. Kışın rahatı iyi yağmurdan ama yazın çok rezil. Düriye Teyzeyi kurtaralım” diye konuştu.

 

40 senedir musluktan su içmemişler

 

Evini 40 sene önce buraya yapan Hüseyin Demiral ise, “40 senedir bu çileyi çekiyorum” dedi. Eskiden merkep ile suyunu taşıdığını belirten Demiral, “Sonra bir havuz yaptık. Kış suyu ile mayıs ayına kadar idare ediyorduk. Merkebim yaşlandı öldü, ben de hastalandım, alamadım sonra. Banyomuzu dahi yapamadığımız zaman oluyor açık konuşalım yani. Biz yetkililerden su çaresi istiyoruz. Evimizi yaptıktan sonra su tesisatı döşedik. Üzerine bir depo yaptık ama 40 yıldır hiç şebeke suyunu çeşmeden kullanamadık. Komşular bazen depoya su basıyor, o su içme suyu olarak kullanılmıyor. Depodaki suyu diğer ihtiyaçlar için kullanabiliyoruz” şeklinde konuştu.


 

“İçtiğimiz su boğazımda kalıyor”

 

Mahalle muhtarı Mustafa Yüksel, mahallesinde bu durumda iki aile olduğunu belirterek, “Bizi de çok üzüyor bu durum. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi kullanamıyorlar. Bahçe suyunu depoya basıyorlar ama onu içme suyu olarak kullanamıyorlar. İçme sularını sırtlarında çekiyorlar. ASAT ve Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüştük, bir çözüm bekliyoruz. İçtiğim her yudum su boğazıma takılıyor. Bu derece rahatsız oluyorum onlar aklıma gelince” dedi.

 

Su sıkıntısı yaşayan ve görme yetisini yüzde 90 oranında kaybeden Mustafa Demiral ise, “ben içme suyundan hiç faydalanamıyorum. Yıllar önce döşenmiş bu su bizim eve çıkmıyor. Yarı yağmur suyu içiyoruz yani. Susuz yaşıyoruz ama böyle olmayacak. Şu kaplara dolduruyoruz. Aşağı yukarı 43 senedir ben susuzum” diye konuştu.