15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut, "Muğla’daki 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beklediğimiz karar çıktı. Biz yargımıza güveniyorduk. 43 hainin 40’ına müebbet hapis cezası verildi. Bunlar inşallah içeride çürüyecekler, biz adaletimize de güveniyoruz" dedi. 
15 Temmuz Saraçhane Gazisi ve 15 Temmuz Gazileri Platformu Başkanı Erol Bulut, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast davasının kararını, 15 Temmuz ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. 

"Muğla’daki 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beklediğimiz karar çıktı"
Şehitlere rahmet dileyerek sözlerine başlayan Bulut, "Muğla’daki 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beklediğimiz karar çıktı. Biz yargımıza güveniyorduk. 43 hainin 40’ına müebbet hapis cezası verildi. Bunlar inşallah içeride çürüyecekler, biz adaletimize de güveniyoruz. Devletimize de güveniyoruz. Şehitlerimizin inşallah ruhları şad olmuştur. Onların kanı yerde kalmadı, kalmayacak da inşallah" şeklinde konuştu.

"Bizi diğer gazilerimizle beraber değerlendirdiler"
15 Temmuz sonrasında gelişen süreçte devlet tarafından 15 Temmuz gazilerine ayrıcalık sağlandığı iddiaları hakkında konuşan Bulut, "Devlet sizlere ne imkanlar sağladı?" sorusunu şu şekilde cevapladı:
"Bizim, o gün sokağa çıkma gayemiz, vatanımızı kurtarmaktı, onu da başardık. Bugün burada oturuyorsak 15 Temmuz’un ödülüdür bu. 15 Temmuz’dan sonra da devletimiz bize elbette sahip çıktı. 15 Temmuz’dan sonra her gazimize bir istihdam hakkı verildi. Hatta ‘sivil gazilik’ diye bir şey yoktu lügatimizde, onu getirdi. Bizi diğer gazilerimizle beraber değerlendirdiler. Eksiklikler mutlaka olabilir, devletimizin zaten sorunları var. Dört bir yanı sarılmış bir savaş ortamında yaşıyoruz. Dolayısıyla bize tazminatlar da verildi, psikolojik destek de verildi. Biz 79 milyon bu vatanın sahipleriyiz ve sahip olmaya da devam edeceğiz."

"Ölürsek şehit olup Peygamberimize kavuşacaktık, kalırsak da vatanımızı kurtararak dönecektik"
Bulut, 15 Temmuz gecesi Saraçhane’de vurularak gazi olmasına kadar yaşadıklarını ise şöyle anlattı: 


"Ben 15 Temmuz’da bir devlet büyüğümüz ile toplantıdaydım, 15 Temmuz’daki ruh halimiz; Muhsin Yazıcıoğlu bir eser bırakmıştı bize. Rahmetlinin cenazesinde yine bir devlet büyüğümüzle konuşurken bana, ‘Oğlum biz şurada 10 tane tankı durduramamıştık. Siz ne zamanki bu darbecilere dur derseniz o zaman kıymetiniz olur’ demişti. O aklıma yazılmıştı. O sırada da bu konuşma aklıma geldi. Dedim ki; ‘İlk tanka ben çıkacağım inşallah.’ O zaman saat 22.00 gibiydi, Başbakan açıklama yaptı, biz il’e yürüdük. Biz zaten ölümüne yürümüştük. Orayı püskürttük elhamdülillah. Sonra Vatan Caddesi’nde ‘emniyet müdürlüğünü basmışlar’ dediler. Eyüp Sultan’a yürüdük orada dualar ettik. Oraya gittiğimizde yanımda Mehmet Güder ağabeyimi şehit verdik. Hem de alçaktan uçan bir helikopterin içindeki alçak hainler tarafından vuruldu. Sonra Saraçhane’ye yürüdük. Gece 02.30’da oraya çıktım. 03.00’te komutanlarıyla karşılaştık. 2 kurşunla vuruldum orada ben. Polisimizi kurtarmak isterken ama birinci amacımız şehitlikti. Hani Üstat diyor ya; ‘Ölsek de sevinin, eve dönsek de.’ Ölürsek şehit olup Peygamberimize kavuşacaktık, kalırsak da vatanımızı kurtararak dönecektik, çünkü eğer biz sağ kalacak olursak bunlar bizi öldürecekti, ama biz bunları teslim alırsak gazi olarak dönecektik. Elhamdülillah teslim aldık ve vatanımızı kurtarmak için çıktığımız bu yolda Allah bize zaferi nasip etti."


Son dönemde bölücü terör örgütü mensuplarıyla mücadelede şehit ve gazi olan güvenlik güçlerine değinen Bulut, şehitlerin canlarını yaksa da vatana sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi.

"Bundan sonra darbe olamaz, askerin içindeki hainler de artık temizlendi"
"Son 30 yılda biz tam 180 bin gazi vermişiz. 35 bin de şehit vermişiz. Yani biz 2 bin 193 gazi vermişiz" diyen Bulut şunları kaydetti: 
"Onun öncesi de var sonrası da var. Şehit vermişiz 250 bin, bütün herkes gazidir aslında bu vatanda. Çünkü biz doğarken asker doğarız, ancak askerlerimizin içine dışarıdan katılma zihniyetler katıldığı için zaman zaman böyle teşebbüslere katılmışlardır. Bundan sonra artık millet kendine geldi. Askerimizin içindeki eratımız da kendine geldi. Bundan sonra darbe olamaz, askerin içindeki hainler de artık temizlendi. Tabi şehit vereceğiz, vatan zaten uğruna ölen varsa vatandır. Şehitlerimiz de canımızı yakmıyor mu, yakıyor ama vatanımıza da sahip çıkacağız. Tedbirlerimizi alacağız, teknolojimizi daha fazla geliştireceğiz. Amerika, Rusya ne yapıyorsa biz bir daha iyisini yapacağız. Rahmetli Fatih dedem yapmış, en ileri teknolojiyi kullanmış İstanbul’un fethinde. Biz sadece elimizdekilerin değerini bileceğiz ki gelecek nesillerimize daha güzel bir Türkiye bırakalım."